Bina sahibinin binada çıkan yangıdan oluşan zararın tümünden zincirleme ve kusursuz sorumlu olduğu

T.C.
Yargıtay
3. Hukuk Dairesi

Esas No:2014/6040
Karar No:2014/14014

Taraflar arasında görülen tazminat davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dilekçesinde; 24.12.2003 tarihinde Modern Çarşıda çıkan yangın neticesinde müvekkiline ait işyerindeki tüm ticari emtia, defter ve kayıtlarının yok olduğunu; işyerinin yanarak hasar gördüğünü belirterek, şimdilik 50.000 TL’nin olay tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili cevabında, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile, davalı idarenin % 40 kusuru oranında meydana gelen 50.000 TL zararın 20.000 TL’sinden sorumlu olduğu gerekçe gösterilerek bu bedelin davalıdan tahsiline hükmedilmiştir.
Hükmü taraf vekilleri temyiz etmektedir.
Dosya kapsamından davalı İl Özel İdarenin mülkiyetinde olan Ulus Modern Çarşı binasında davacıya ait 58-79 nolu işyerinin, çarşıda kiracı bulunan dava dışı İbrahim Karateke’nin dükkanında çalışan işçisi M.. B..’ın elektriklerin kesilmesi nedeniyle çalıştırdığı küçük jeneratörden sızan benzinin alev alması sonucu yangının meydana geldiği, işhanında kiracı bulunan diğer esnafın dükkan önüne yanıcı madde koymaları sonucu yangının hızla büyüyerek bütün binanın yanmasına sebebiyet verdikleri anlaşılmaktadır.
Davacının ve diğer dükkan sahiplerinin müşteki olduğu Ankara 10.Ağır Ceza Mahkemesinin 2009/152 E. sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporunda davalı İl Özel İdarenin %20, dava dışı esnafın %20, BEDAŞ’ın %20, Belediyenin %20, yangını çıkaran M.. B.. ve İ.. K..’nin %10’ar kusurlu oldukları açıklanmış, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise davalı idarenin %40 kusurlu olduğu, davacının zararının 50.000 TL olduğu belirtilmiştir.
Davada, davalı idarenin yapı maliki ve işletenin sorumluluğu kapsamında yangın nedeniyle uğranılan zararın tamamının tahsili talep edilmektedir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, taraf vekillerinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Davalı idarenin malik ve işletmeci olduğu taşınmazda, günün teknolojisine uygun olarak merkezi jeneratör yedekleme sistemi ve yangın çıkması halinde devreye giren otomatik yangın kesici tertibatının bulunmaması nedeniyle genelde yanıcı maddelerin satıldığı dükkanların elektriklerin sık sık kesilmesi sırasında iç mekanda benzinle çalışan küçük jeneratör kullanılması ile 66-67 nolu dükkanda kiracı olan İ..K..’nin işçisi M.. B..’ın benzinle çalışan jeneratörü çalıştırmak istediği anda sızan benzinin alev alarak yanması sonucu oluşan zarardan 6098 sayılı TBK.nun 69.(818 sayılı BK.nun 58.) maddesi gereğince kusursuz sorumluluğu bulunmaktadır.
Ayrıca, 6098 sayılı TBK.nun 61. ve 62.(818 sayılı BK.nun 50 ve 51.) maddelerine göre bina maliki ve yöneticisi olan davalı idarenin müteselsil sorumluluk ilkesi gereği ileride diğer sorumlulara rücu etmek kaydıyla zararın tamamından sorumlu olması gerekir.
Ancak, yangının meydana gelmesinde davacının da aralarında bulunduğu esnafın kusurlu olduğu anlaşıldığına göre davalı idarenin müteselsilen sorumlu olduğu miktardan esnafın kusurlu olduğu oranda indirim yapılması gerekir.
Bu durumda, mahkemece; bilirkişiden ek rapor alınarak davacının da arasında bulunduğu esnafın kusur oranı belirlendikten sonra zarar bedelinin tamamından bu miktar indirim yapılmak suretiyle geri kalan miktara karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 23.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi