İstihkak Davasında Karşı Dava Olarak Açılan Tasarrufun İptali Davasında Aciz Vesikasının Sunulmasına Gerek Yoktur.

T.C.
Yargıtay
8. Hukuk Dairesi

Esas No:2013/15325
Karar No:2014/11042

Yukarıda Tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki temyiz eden tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire’ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
K A R A R
Davacı üçüncü kişi vekili, Kayseri 2. İcra Müdürlüğü’nün 2008/8487 sayılı Takip dosyasında trafik kaydına 15.09.2008 tarihinde haciz konulan …… plaka sayılı aracın noterde yapılan sözleşme ile 20.08.2008’de satın alındığını, bu tarihte mülkiyetin davacıya geçtiğini, muvazaalı hareket edilmediğini belirterek istihkak iddiasının kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmesini istemiş, tasarrufun iptali davasının ise reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Davalı alacaklı vekili, araç satış bedelinin kasko değerinden düşük olduğunu, ayrıca borçlunun mali durumu nedeni ile mal varlığını davacıya devrettiğini, dava konusu aracın da alacaklıdan mal kaçırmak için danışıklı olarak yapıldığını, İİK’nun 280/4. maddesinin uygulanma koşullarının oluştuğunu belirterek istihkak davasının reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuş, karşılıklı olarak açtıkları tasarrufun iptali davasının ise kabulüne karar verilmesi gerektiğini talep ve dava etmiştir.
Davalı borçlu usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen duruşmalara katılmadığı gibi cevap da vermemiştir.
Mahkemece toplanan delillere göre: dava konusu haczin ihtiyati haciz kararı uyarınca konulduğu, ancak İİK’nun 260/1. maddesi gereğince ihtiyati haczin uygulanmasından itibaren 10 günlük yasal süresi içinde asıl icra takibine geçilmediği, haczin düşerek davanın konusuz kaldığı gerekçesi ile karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş; temyiz incelemesi sonucunda Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 02.07.2012 gün, 3979-8480 sayılı kararı ile ihtiyati haczin uygulanmasından itibaren 10 günlük yasal süresi içinde asıl takibe geçildiği, işin esasına girilerek karar verilmesi gerektiği belirtilerek hüküm bozulmuştur. Mahkemece uyma kararı verilerek yapılan yargılama sonucunda: istihkak davasının açılmamış sayılmasına, tasarrufun iptali davasının kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı-karşı davacı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, üçüncü kişinin İİK’nun 96. vd. maddeleri uyarınca açtığı “istihkak” aynı davada İİK’nun 97/17. maddesi gereğince açılan “tasarrufun iptali” davası niteliğindedir.
Dava, 1086 sayılı HUMK’nun zamanında açılmış olup, 21.12.2010’da son kez takipsiz bırakılmasından önce 13.07.2010 ve 04.05.2010 günlü oturumlarda iki kez daha müracaata kalmıştır. Anılan Kanun’un 409/5. maddesi uyarınca açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken 6100 sayılı HMK’nun 320/4. maddesi gereğince hüküm kurulması hatalı ise de bu durum sonuca etkili görülmeyerek bozma nedeni yapılmamıştır.
Diğer yandan İİK’nun 97/17. maddesinde: “…İstihkak davasına karşı haczi yaptıran alacaklı bu Kanun’un 11’inci babı hükümlerine dayanarak ve muvakkat veya kati aciz belgesi ibrazına mecbur olmaksızın mütekabilen iptal davası açabilir. Dava ve mütekabil davada tarafların gösterecekleri bütün delilleri hâkim serbestçe takdir eder…” düzenlemesi yer almaktadır. Karşı dava olarak açılan davalarda İcra Hukuk Mahkemesi görevli olmakla birlikte bağımsız olarak açılan tasarrufun iptali davalarında İİK’nun 281. maddesindeki düzenleme karşısında genel Mahkemeler görevlidir.
Görev ise kamu düzenine ilişkin olup, asıl davanın ortadan kalktığı bir durumda karşı dava yönünden görevinin devam edip etmeyeceği, Mahkemece öncelikle tartışılıp değerlendirilmesi gereken bir konudur.
Mahkemece belirtilen hususlar dikkate alınmadan yazılı biçimde karar verilmesi isabetli değildir.
2-Bozma neden ve şekline göre diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesi gerekli görülmemiştir.
Davalı-karşı davacı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle kabulüyle hükmün BOZULMASINA, (2) numaralı bentte karşı dava olarak açılan tasarrufun iptali davasının, açıklanan nedenlerle bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, taraflarca HUMK’nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK’nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 24,30 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalı-karşı davacı Aysüt Süt Ürünlerine iadesine, 29.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.