Kira İlişkisi İçinde Verilmiş Bono-Menfi Tespit Davası

T.C.
Yargıtay
6. Hukuk Dairesi

Esas No:2014/11323
Karar No:2014/14585

Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı menfi tespit, istirdat ve tazminat davasına dair karar, davacı ve davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava kiracı tarafından kiraya verene karşı açılan tazminat, menfi tespit ve kira bedelinin iadesi istemlerine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulü ile 15.08.2008 tarih ve 6.000 TL, 15.09.2008 tarih ve 6.000 TL, 15.10.2008 tarih ve 5.000 TL bedelli senetler yönünden davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, 15.07.2008 tarih ve 6.000 TL bedelli senet yönünden davanın reddine, peşin ödenen 17.000 TL kira bedelinden 9.328,77 TL nin kiracıya iadesine, maddi ve Manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiş hüküm davalı vekili ve davacı vekili tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir.
1-Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına ve takdirde bir isabetsizlik bulunmamasına göre temyiz eden davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı vekilinin 15.07.2008 tarih ve 6.000 TL bedelli senede yönelik temyiz itirazlarına gelince; Davacı vekili dava dilekçesinde davaya konu otelin demirbaşları ile birlikte kiralandığını, davalı kiraya verenin müvekkilinin taşınmazı kullanmasına engel olduğunu, bu hususta tespit yapıldığını, demirbaşların götürülmesi ve kiralananın bazı bölümlerinin kilitlenmesi gibi haksız eylemlerde bulunduğunu, davalının sözleşmeye aykırı davranarak sözleşmenin haklı feshine neden olduğunu belirterek sözleşme uyarınca kira bedeli karşılığında verilen senetler yönünden müvekkilinin borçlu olmadığına, peşin öedenen 17.000 TL kira bedelinin iadesine, taşınmazın işletilmesi için yapılan 1.026 TL masrafın iadesine, 10.000 TL manevi tazminatın tahsiline ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 5.000 TL kazanç kaybının tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili davacının kira bedellerini ödemediğini, bu yüzden müvekkilinin borçlandığını ve taşınmazda haciz uygulandığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Taraflar arasında imzalanan 01.06.2008 başlangıç, 01.01.2013 bitiş tarihli ve 19.06.2008 tarihli ek kira sözleşmelerinin varlığı hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşmede ilk yıl kirasının 40.000 TL olarak ödeme planı dahilinde ödeneceği belirlenmiştir. Ek kira sözleşmesi ile taraflar ödeme planında değişiklik yaparak 15.07.2008 tarih ve 6.000 TL, 15.08.2008 tarih ve 6.000 TL, 15.09.2008 tarih ve 6.000 TL, 15.10.2008 tarih ve 5.000 TL bedelli senetlerin düzenlenmesini, diğer tüm edimlere ilişkin yükümlülüğün devam edeceğini kararlaştırmışlardır. Davacı 22.07.2008 tarihinde keşide ettiği ihtarnamesi ile davaya konu ana ve ek sözleşmeyi feshettiğini bildirmiş, davalı kiraya veren 18.08.2008 tarihli ihtarnamesi ile davacı kiracının kusurlu olduğunu ve feshi kabul ettiğini belirterek taşınmazın üç iş gününde tahliyesini istemiştir. Bu ihtarname davacı kiracıya 20.08.2008 tarihinde tebliğ edilmiştir. Mahkemece davacının iddia ettiği sözleşmeye aykırı eylemleri ispat edemediği ancak kiraya verenin feshi kabul etmiş olması nedeniyle sözleşmenin 20.08.2008 tarihinde feshedilmiş sayılacağı, kiracının sözleşmenin başından bu tarihe kadar kira bedelinden sorumlu olduğu belirtilerek, davalı tarafın peşin aldığını kabul ettiği 17.000 TL kira bedelinden davacı kiracının kullanımında olduğu kira bedeli düşülerek 9.328,77 TL nin iadesine karar verildiği halde , 15.07.2008 tarih ve 6.000 TL bedelli senedin de bedelsiz kaldığı gözetilerek bu senet yönünden de davanın kabulüne karar vermek gerekirken, yazılı gerekçe ile kiracının senedin vade tarihinde kiracılığının devam ettiği gerekçesiyle talebin reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 25.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.