Emekli Maaşına Banka Tarafında Bloke Konulması-Muvafakatin Geçersiz Olduğuna Dair

T.C.
YARGITAY
11.Hukuk Dairesi
2015/6326 E.  ,  2015/7422 K.

“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ   : BODRUM 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
(TİCARET MAHKEMESİ SIFATIYLA)
TARİHİ          : 20/05/2014
NUMARASI     : 2013/353-2014/236

Taraflar arasında görülen davada Bodrum 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 20/05/2014 tarih ve 2013/353-2014/236 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacı; BANKA ile aralarında akdedilen kredi sözleşmesi hükümlerine dayanarak davalı BANKA tarafından EMEKLİ maaşını aldığı hesap üzerine BLOKE konulduğunu, EMEKLİ maaşına haciz konulamayacağını, haczi caiz olmayan bir malın haczedilebilirliği hakkında alacaklı ile yapmış olduğu anlaşmanın geçerli olmadığını ileri sürerek EMEKLİ MAAŞI üzerindeki blokenin kaldırılmasını ve hesaptaki paranın tarafına ödenmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili; blokenin kredi sözleşmesinden kaynaklanan ve hem borçlu davacı hem de BANKA tarafından kabul edilmiş hükümler çerçevesinde borçlunun borcuna mahsuben rehin ve hapis hakkına dayanak konulduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

Mahkemece iddia, savunam ve tüm dosya kapsamına göre; kredi sözleşmesi hükümlerine dayanarak davalı BANKA şubesi tarafından kredi geri ödemelerini geciktiren davacının SGK’dan aldığı EMEKLİ maaşına BLOKE konulduğu, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu 121. maddesi uyarınca, bu kanuna göre bağlanan gelir ve aylıklar ile sağlanan yardımların haczedilemeyeceği İcra İflas Kanunu 83. maddesi uyarınca borçlunun, hacizden önceki bir dönemde haczi caiz olmayan bir malın haczedilebileceği hakkında alacaklı ile yapmış olduğu anlaşmanın geçersiz olduğu, davacının imzaladığı kredi sözleşmesinin rehin ve hapis hakkına ilişkin 15. maddesinin maaş üzerinde davacının tasarrufunu engelleyici nitelikte olup Borçlar Kanunu 19 ve 20. maddeleri uyarınca geçersiz olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile davacının davalı BANKA nezdinde bulunan EMEKLİ maaşının yattığı hesap üzerindeki blokenin kaldırılmasına, dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte BLOKE edilmiş miktarın davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.

Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 405,00 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 01/06/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
2014/1259 E.  ,  2014/8673 K.

“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ : SÖKE SULH HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/10/2013
NUMARASI : 2013/140-2013/907

Taraflar arasında görülen davada Söke Sulh Hukuk Mahkemesi’nce verilen 21/10/2013 tarih ve 2013/140-2013/907 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi .. tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı, EMEKLİ maaşını davalı bankanın Söke Şubesi’nden aldığını, 23.06.2009 tarihinde aynı bankadan tüketici kredisi kullandığını, krediyi kullanırken imzaladığı belgelere dayalı olarak davalının 1.415 TL tutarındaki EMEKLİ maaşından 504 TL’na BLOKE işlemi uyguladığını, bu işlemin yasalara aykırı olduğunu ileri sürerek,EMEKLİ maaşına uygulanan blokenin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının müvekkili bankadan çektiği krediye teminat olarak aldığı EMEKLİ maaşından aylık kredi taksiti kadar çekilmesine önce muvafakat ettiğini, daha sonra işbu davayı açtığını, davacının bu tutumunun MK’nun 2. maddesine aykırı olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece tüm dosya kapsamına göre, 5510 sayılı Yasa’nın 93. maddesinde 17.04.2008 tarihinde yapılan değişiklik ile muvafakat edilmesi halinde EMEKLİ maaşının haczinin mümkün olduğu, davacının tüketici kredisini kullanmış olduğu tarihte EMEKLİ maaşından kredinin tahsili konusunda BANKA lehine tam yetki ile muvafakat verdiği, bu nedenle maaşından yapılan kesintilerin haksız olmadığı, hesap üzerindeki blokenin 2011 yılı temmuz ayında kaldırıldığı, bu nedenle davanın konusuz kaldığı gerekçesiyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, davacının davasını açtığı tarihte haksız olduğu anlaşıldığından ve davalı taraf kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmiştir.
Kararı, davacı temyiz etmiştir.
1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Ancak mahkemece, 5510 sayılı Yasa’nın 93. maddesi gereğince muvafakat edilmesi halinde EMEKLİ maaşının haczinin mümkün olduğu, davacının davalı BANKA ile kredi sözleşmesi imzalarken kredi taksitlerinin, EMEKLİ maaşından tahsili konusunda davalı bankaya muvafakat verdiği bu nedenle yapılan kesintilerin haklı olduğu kabul edilerek, dava konusuz kalsa da, davacı dava açmakta haksız olduğundan davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmişse de; 5510 sayılı Yasa’nın 93. maddesi uyarınca gelir aylık ve ödeneklerin, 88. maddeye göre takip ve tahsili gereken alacaklar ile nafaka borçları dışında haczedilemeyeceği, bu fıkraya göre haczi yasaklanan gelir, aylık ve ödeneklerin haczedilmesine yönelik taleplerin, borçlunun muvafakati bulunmaması halinde, icra müdürü tarafından reddedileceği öngörülmüştür. Yine İİK 83/a maddesi uyarınca haczi caiz olmayan mallar ve haklar ve kısmen haczi caiz olan şeyler bakımından aynı Yasa’nın 82-83 maddesinde yazılı mal ve hakların haczedilebileceğine dair önceden yapılan anlaşmalar muteber değildir. Somut olayda da davacı davalı BANKA ile imzaladığı kredi sözleşmesi sırasında muvafakat vermiş olup, bu muvafakat İİK’nın 83/a maddesi gereğince geçersizdir. Bu itibarla, davalı bankanın davacının EMEKLİ maaşından yaptığı kesintiler haksız olduğu halde mahkemece aksi yöndeki yazlı gerekçe ile yapılan kesintilerin haklı olduğu, davacının dava açmakta haksız olduğu gerekçesiyle, davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenle davacı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, 07.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
2014/15994 E. , 2014/17253 K.

“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ : İSTANBUL 4. TÜKETİCİ MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/05/2013
NUMARASI : 2012/1443-2013/426

Taraflar arasında görülen davada İstanbul 4. Tüketici Mahkemesi’nce verilen 21/05/2013 tarih ve 2012/1443-2013/426 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı, davalı bankadan tüketici kredisi kullandığını, kredi borcunun SGK’dan almakta olduğu EMEKLİ maaşından tahsil edildiğini, maaş hesabının bir başka bankaya aktarılması yönündeki talebinin ise davalı BANKA tarafından yerine getirilmediğini, tahsil işlemine ilişkin sözleşme hükmünün haksız şart teşkil ettiğini ileri sürerek, EMEKLİ MAAŞI üzerindeki BLOKE işleminin kaldırılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının davalı bankadan Erenköy ve Çemenzar şubeleri arasında 26/08/2010 tarihli 30.000,00 TL bedelli, 14/12/2010 tarihli 2.000,00 TL bedelli ve 17/03/2011 tarihli 2.500,00 TL bedelli üç adet bireysel kredi kullandığı kredilere ilişkin genel kredi sözleşmesi hükümleri uyarınca müvekkilinin, davacının hesabına yatırılan para üzerinde mahsup, hapis ve rehin hakkının bulunduğunu, müvekkilince bu hakkın kullanıldığını, savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davacıya ait EMEKLİ maşı üzerinde haciz yada BLOKE işleminin bulunmadığı, taraflar arasında düzenlenen bireysel kredi sözleşmelerine dayalı olarak davacının davalı bankadan üç kez kredi kullandıktan sonra maşına BLOKE konulduğu, davacının kredi kullanırken EMEKLİ maşı üzerine haciz konulmasına muvaffakat ettiği, ayrıca EMEKLİ maaşının başka BANKA hesabına aktarılması yönündeki tasarruf yetkisinin, SGK’ya ait olduğu ve talebin karşılanmasının sonuca etkili olmayacağı, bu haliyle davalı bankanın kredi alacaklarını tahsil amacı ile davacı borçlunun muvaffakatı doğrultusunda maaş hesabından kesinti yapması yönündeki işlemde sözleşme hükümleri ve yasal düzenlemelere aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı temyiz etmiştir.
1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacının sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Ancak mahkemece, 5510 sayılı Yasa’nın 93. maddesi gereğince muvafakat edilmesi halinde EMEKLİ maaşının haczinin mümkün olduğu, davacının davalı BANKA ile kredi sözleşmesi imzalarken kredi taksitlerinin, EMEKLİ maaşından tahsili konusunda davalı bankaya muvafakat verdiği bu nedenle yapılan kesintilerin haklı olduğu kabul edilerek, davanın reddine karar verilmişse de; 5510 sayılı Yasa’nın 93. maddesi uyarınca gelir aylık ve ödeneklerin, 88. maddeye göre takip ve tahsili gereken alacaklar ile nafaka borçları dışında haczedilemeyeceği, bu fıkraya göre haczi yasaklanan gelir, aylık ve ödeneklerin haczedilmesine yönelik taleplerin, borçlunun muvafakati bulunmaması halinde, icra müdürü tarafından reddedileceği öngörülmüştür. Yine İİK 83/a maddesi uyarınca haczi caiz olmayan mallar ve haklar ve kısmen haczi caiz olan şeyler bakımından aynı Yasa’nın 82-83 maddesinde yazılı mal ve hakların haczedilebileceğine dair önceden yapılan anlaşmalar muteber değildir. Somut olayda da davacı davalı BANKA ile imzaladığı kredi sözleşmesi sırasında muvafakat vermiş olup, bu muvafakat İİK’nın 83/a maddesi gereğince geçersizdir. Bu itibarla, davalı bankanın davacının EMEKLİ maaşından yaptığı kesintiler haksız olduğu halde mahkemece aksi yöndeki yazılı gerekçe ile yapılan kesintilerin haklı olduğu, davacının dava açmakta haksız olduğu gerekçesiyle, davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenle davacı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, 10.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.